5 Aralık 2011 Pazartesi

Merhaba dünyalı,ben kanser,dostum aslında, yersen tabi ;)

Bundan iki yıl önce, bol tatilli bir kurban bayramı bitiminde telefonum aniden acı acı çalar. O sırada yirmi yedi yaşımın baharında, çiçeği burnunda sekiz yıllık mimarlık öğrencisiyim. Sekiz yıl mimarlık mı olur demeyin, öğrencilik çok güzel ,biraz kalayım dedim. Hem konumuz bu değil -iyi ki- =) Bayram tatiline güzelim memleketime gelmeden bir kaç hafta önce sağ kolumdaki bir kitleyi aldırmıştım. Bu arada gittiğim türlü çeşitli doktorlar kitlenin iyi huylu olduğuna adlarından daha fazla eminler, hatta bıraksan iddiaya bile girerler, aralarında 'yahu aldırma dursun, ne gerek var' diyeni bile var. Allah'tan kitle biraz baskı etkisiyle ağrı yapıyor,benim de ağrı eşiğim düşük de ısrarcı davranıyorum ameliyat konusunda. Neyse ne kadar emin olurlarsa olsunlar almaları gereken biyopsi örneğini de iki iş birden çıkmasın diye ameliyat esnasında alıp, patolojiye yolluyorlar. İşte şahane bayram tatilimi berbat etmek üzre çalan o telefonun diğer ucundaki ses de meğerse ilgili fakültenin patolojisinde çalışan bir arkadaşmış.
-Merhaba, ben felaket tellalıyım. Siz de bedevi olmalısınız.
-Ah be, ben hep dört ayak, dokuz can falan,öyle takılcaz sanıyordum. Demek vakit geldi.
-Evet,nıhahahaaaa
-Eeee nedir durum
-Valla işte kanser olmuşsun canım.(Ama o an bu cümle 'hadi gidicisin, vedalaş milletle' gibi geliyor ziyadesiyle)
-Ama sen olamamışsın
-Ne olamamışım :S
-Ne biliyim ben ya mesela patolog olmuşsun amaaaaa adam olamamışsın, böhüüüüü
-allahın manyaaaağı

Çat!!!!!

Ve telefonu kapattım.O andan itibaren artık her şey bambaşka bir boyuta taşınmıştır. Nüfus bilgileriniz dışında her şey biri ya da bir güç tarafından değişmeye başlamıştır ve trajik olan siz durumu kafanızda tam canlandıramadığınızdan  olacakları çok daha kötü bir biçimde yazıp, yönetip, oynarsınız iki dakika içinde.
O iki dakika inanın sekiz yıl mimarlık okumaktan daha zordur.İlk önce herşey bitti sanırsınız, sonra birden idrak etmeye başlarsınız, bir sürü soru işareti, aileye nasıl söylenecek, bundan sonra ne yapılacak, ölecek miyim, ne kadar ömrüm kaldı ve kocaman bir boşluk hissi gelip midenize otururken aslında sürecin tamamen sizin isteğinize bağlı olarak gayet güzel ve hatta eğlenceli bile olabileceğini bilseniz o sırada, elbette her şey daha güzel olur ama bilmediğinizden o iki dakikayı iki sene gibi yaşar, suratınızın ortasında allak bullak olmuş bir soru işaretiyle öylece kalakalırsınız....

Meraklısına not: kanser kelimesini sıkça kullanıorum ki, artık ondan korkmayın, o kadar da kötü değil zira,sadece nerden bakıldığına bağlı şekil değiştiriyor ;)

1 yorum:

FeRaŞe dedi ki...

ya sen nasıl bişeysin ya :) yemin ediyorum soluksuz okudum her yazını süperler ilginçsin okdr söyliyim. he bide mail attım :) okursan:)

Yorum Gönder